Günümüzde gençler arasında kaygı, depresyon ve yalnızlık oranlarının hızla arttığı gözlemleniyor. Peki bunun sebebi ne? Sosyal medya mı, eğitim sistemi mi, yoksa değişen yaşam tarzları mı? Amerikalı sosyal psikolog Jonathan Haidt, Endişeli Nesil (The Anxious Generation) kitabında bu soruların yanıtını arıyor. Ona göre özellikle 2010 sonrası doğan genç kuşak, “akıllı telefon devrimi” ve dijitalleşmenin yoğun etkisiyle yeni bir ruhsal kırılmanın içine sürüklenmiştir.
Jonathan Haidt Kimdir?
Jonathan Haidt, New York Üniversitesi’nde sosyal psikoloji profesörü olarak görev yapan ve ahlak psikolojisi üzerine çalışmalarıyla tanınan bir akademisyendir. Daha önce yayımladığı “Mutluluk Hipotezi”, “Doğruyu Görmek” ve “Doğruluk ve Kutuplaşma Çağı” gibi eserleriyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Endişeli Nesil ise özellikle gençlerin ruh sağlığı üzerine odaklanmasıyla farklı bir yere sahiptir.
Kitabın Temel Tezi
Haidt’in kitabının ana mesajı şudur:
Günümüz gençleri, aşırı dijitalleşme, sosyal medya kullanımı ve “aşırı korumacı ebeveynlik” nedeniyle kaygılı, depresif ve yalnız bir nesle dönüşüyor.
Başarı baskısı, sürekli çevrim içi olma hali ve gerçek sosyal bağların zayıflaması, gençlerin psikolojik dayanıklılığını ciddi biçimde zedeliyor.
Akıllı Telefon Devrimi ve Gençlik
Haidt, özellikle 2012 sonrası dönemi bir kırılma noktası olarak görüyor. Bu yıllarda akıllı telefon ve sosyal medya kullanımı gençler arasında yaygınlaştı. Bunun sonuçları:
-
Artan Kaygı: Sürekli bildirim ve beğeni arayışı, gençlerin huzursuzluğunu artırıyor.
-
Uyku Problemleri: Yatmadan önce ekran kullanımının uyku kalitesini bozduğu gösteriliyor.
-
Kıyaslama Kültürü: Instagram, TikTok gibi platformlar, gençlerin sürekli başkalarıyla kendilerini kıyaslamasına yol açıyor.
-
Siber Zorbalık: Dijital ortamda maruz kalınan zorbalık, okul çağındaki çocukların psikolojisini derinden etkiliyor.
Aşırı Korumacı Ebeveynlik
Kitabın bir diğer önemli noktası, ebeveynlik tarzlarının değişimidir. Haidt, 1990’lardan itibaren artan “helikopter ebeveynlik” yaklaşımının çocukların bağımsızlığını engellediğini savunur.
-
Çocuklar daha az dışarıda oyun oynuyor.
-
Serbest keşif yerine yapılandırılmış etkinliklere zorlanıyorlar.
-
Hata yapma ve risk alma deneyimleri kısıtlanıyor.
Bu durum, çocukların problem çözme becerilerini ve psikolojik dayanıklılıklarını azaltıyor.
Sosyal Bağların Zayıflaması
Eskiden çocuklar sokakta oyun oynayarak sosyal ilişkilerini geliştirirken, günümüzde etkileşimlerin çoğu ekran üzerinden gerçekleşiyor. Haidt’e göre bu, “sanal bağlar”ın gerçek dostlukların yerini almasına yol açıyor. Yüz yüze iletişim azaldıkça empati, sabır ve sosyal beceriler de geriliyor.
Ruh Sağlığı Krizi: İstatistikler
Haidt, kitabında özellikle ABD ve Batı ülkelerinden çarpıcı veriler sunar:
-
2010 sonrası gençlerde depresyon oranları %60’ın üzerinde artış göstermiştir.
-
Anksiyete bozuklukları, özellikle ergen kızlarda iki katına çıkmıştır.
-
İntihar girişimleri, 2000’li yıllara göre ciddi bir yükseliş trendindedir.
Bu veriler, “endişeli nesil” ifadesinin bir metafor olmadığını, gerçek bir toplumsal krizi işaret ettiğini gösteriyor.
Eğitim ve Rekabet Baskısı
Haidt, modern eğitim sisteminin de gençlerde endişeyi artırdığını söyler. Sürekli sınavlara hazırlanan, başarı odaklı yetiştirilen çocuklar, başarısızlık karşısında kırılgan hale gelmektedir. Akademik rekabet, özgüveni değil, çoğu zaman kaygıyı beslemektedir.
Haidt’in Çözüm Önerileri
Kitap yalnızca sorunları tespit etmekle kalmaz, çözüm önerileri de sunar:
-
Dijital Diyet: Çocukların ekran süreleri sınırlandırılmalı, özellikle uyku saatlerinden önce ekran kullanımına izin verilmemeli.
-
Serbest Oyun: Çocukların dışarıda, bağımsız bir şekilde oyun oynamaları teşvik edilmeli.
-
Ebeveynlikte Denge: Ne aşırı korumacı ne de tamamen ilgisiz ebeveynlik. Çocuklara risk almayı öğretmek önemli.
-
Okullarda Psikolojik Destek: Ruh sağlığı eğitimi ve destek programları artırılmalı.
-
Toplumsal Farkındalık: Sosyal medya şirketlerinin sorumluluğu gündeme getirilmeli, dijital bağımlılıkla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalı.
Kitabın Önemi
Endişeli Nesil, yalnızca bir psikoloji kitabı değil; aynı zamanda bir toplumsal alarm niteliğinde. Haidt’in bulguları, ebeveynler, öğretmenler, politika yapıcılar ve gençlerle çalışan tüm profesyoneller için büyük önem taşıyor.
Kitap, şu noktaları vurgulamasıyla öne çıkıyor:
-
Akıllı telefonların masum bir araç olmadığını,
-
Çocukların özgür oyun ihtiyacının kritik olduğunu,
-
Ruh sağlığındaki bozulmanın toplumsal geleceği etkileyebileceğini.
Eleştiriler
Her ne kadar geniş kabul görse de kitap bazı eleştiriler de almıştır:
-
Tüm sorunları teknolojiye bağladığı, yapısal ekonomik ve kültürel faktörleri geri plana ittiği iddia edilmiştir.
-
Bazı araştırmacılar, ekran süresi ile ruh sağlığı arasındaki ilişkinin daha karmaşık olduğunu savunur.
Buna rağmen, Haidt’in kitabı modern gençlik sorunlarını görünür kılmada güçlü bir araç olmuştur.
Sonuç: Kaygılı Bir Kuşağı Anlamak
Jonathan Haidt’in Endişeli Nesil kitabı, günümüz gençlerinin ruh sağlığı krizini derinlemesine inceleyen çarpıcı bir eserdir. Kitap, dijitalleşmenin ve ebeveynlik anlayışlarının çocukların gelişimi üzerindeki etkilerini gösterirken, daha sağlıklı bir nesil için uygulanabilir öneriler de sunar.
Sonuç olarak, gençlerin ruh sağlığını korumak için bireysel, ailevi ve toplumsal düzeyde sorumluluk almak gerekir. Çünkü bugünün “endişeli nesli”, yarının yetişkin toplumunu şekillendirecektir.
Bir yanıt yazın