Mahzarin Banaji Kimdir? (Psikoloji)

Sosyal psikolojinin önde gelen isimlerinden biri olan Mahzarin Banaji, özellikle bilinçdışı önyargılar ve örtük sosyal biliş üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Harvard Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapan Banaji, insanların farkında olmadan sahip oldukları önyargıları ve bunların karar alma süreçlerine etkilerini araştırmıştır. Örtük Çağrışım Testi (IAT) yani bireylerin bilinçdışı önyargılarını ölçmeyi mümkün kıldığını öne süren bir testi geliştiren biliminsanlarından biri olmuştur. Bu yazıda, Banaji’nin ortaya koyduğu temel teorileri inceleyerek, sosyal psikolojiye olan katkılarını ele alacağız.

Mahzarin Banaji

 

Örtük Sosyal Biliş Teorisi

Örtük sosyal biliş, bireylerin çevrelerindeki insanları ve sosyal grupları bilinçli farkındalıklarının ötesinde nasıl algıladıklarını inceleyen bir kavramdır. Mahzarin Banaji, bu alandaki araştırmalarıyla insanların açıkça ifade ettikleri inançlarıyla örtük (bilinçdışı) düşünceleri arasındaki farkları ortaya koymuştur. Örtük sosyal biliş teorisine göre, bireyler kültürel ve sosyal çevrelerinden edindikleri kalıp yargılar doğrultusunda farkında olmadan belirli gruplara karşı olumlu ya da olumsuz tutumlar geliştirebilirler. Bu süreç, çoğu zaman hızlı ve otomatik olarak işler, yani kişi bu eğilimlerinin farkında bile olmayabilir.

Banaji ve meslektaşları, bu teoriyi desteklemek için çeşitli deneyler yürütmüş ve insanların bilinçdışı düzeyde edindikleri önyargıların, davranışlarını nasıl etkileyebileceğini göstermiştir. Örneğin, işe alım süreçlerinde, akademik değerlendirmelerde ya da hukuki karar mekanizmalarında, örtük sosyal bilişin fark edilmeden belirleyici bir rol oynayabileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle, örtük önyargılar yalnızca bireysel kararları değil, aynı zamanda toplumdaki sistematik eşitsizlikleri de pekiştirebilir. Banaji’nin bu teorisi, insanların kendi bilişsel süreçlerini sorgulamalarını sağlayarak, önyargılarla mücadele etme konusunda bilinçlenmeye katkıda bulunmuştur.

Örtük Önyargı (Implicit Bias) Teorisi

Örtük önyargı, bireylerin farkında olmadan belirli gruplara karşı geliştirdiği tutum ve inançları ifade eder. Mahzarin Banaji’nin çalışmaları, insanların bilinçli düşüncelerinden bağımsız olarak, toplumda yaygın olan stereotiplerden etkilendiğini göstermektedir. Örtük önyargılar genellikle otomatik olarak devreye girer ve bireylerin karar alma süreçlerini, sosyal etkileşimlerini ve hatta işe alım veya hukuki kararlar gibi kritik alanlardaki davranışlarını şekillendirebilir. Bu önyargılar bilinçli bir şekilde kabul edilmemiş olsa da, kişinin algısını ve davranışlarını güçlü bir şekilde etkileyebilir.

Banaji ve meslektaşları, örtük önyargıları ölçmek için Örtük Çağrışım Testi (Implicit Association Test – IAT) adlı yöntemi geliştirmiştir. Bu test, insanların belirli kavramları olumlu veya olumsuz çağrışımlarla ne kadar hızlı eşleştirdiğini ölçerek örtük tutumları ortaya çıkarır. Örneğin, bir kişinin belirli etnik grupları pozitif ya da negatif kelimelerle ne kadar hızlı ilişkilendirdiği, bilinçdışı önyargıları hakkında ipuçları verebilir. Yapılan araştırmalar, bireylerin farkında olmadan ırk, cinsiyet, yaş, meslek ve daha birçok kategoriye dayalı önyargılar taşıyabileceğini ortaya koymuştur.

Örtük önyargı teorisi, sosyal psikolojide geniş yankı uyandırmış ve özellikle eğitim, hukuk, insan kaynakları ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda büyük tartışmalara yol açmıştır. Banaji, bu tür önyargıların yalnızca bireysel değil, toplumsal bir mesele olduğunu ve sosyal yapılar içinde nasıl pekiştirildiğini vurgulamaktadır. Ancak araştırmalar, bireylerin örtük önyargılarının farkına vararak bunları azaltabileceklerini de göstermektedir. Bu nedenle, örtük önyargıları anlamak ve ele almak, daha adil ve kapsayıcı bir toplum oluşturma yolunda önemli bir adımdır.

Örtük Çağrışım Testi’ne Katkısı

Mahzarin Banaji, sosyal psikolog Anthony Greenwald ile birlikte Örtük Çağrışım Testi (Implicit Association Test – IAT)’ni geliştirerek, bireylerin bilinçdışı önyargılarını ölçebilecek önemli bir aracı psikoloji literatürüne kazandırmıştır. Geleneksel anket ve beyan temelli testlerin aksine, IAT kişilerin kendilerinin bile farkında olmadığı önyargıları açığa çıkarma amacı taşır. Test, katılımcıların belirli kavramlar ile olumlu ya da olumsuz çağrışımları ne kadar hızlı eşleştirdiğini ölçerek, bilinçdışı önyargı düzeylerini belirler. Örneğin, ırk, cinsiyet veya yaş ile ilgili önyargılar, test sırasında yapılan kelime eşleştirme hızlarına dayalı olarak analiz edilebilir.

Banaji ve Greenwald, IAT’yi geliştirirken insanların kendileri hakkında verdikleri bilgilere her zaman güvenilemeyeceğini vurgulamış ve bilinçdışı süreçlerin çoğu zaman bilinçli inançlarla çelişebileceğini göstermiştir. Bu bağlamda, IAT yalnızca akademik araştırmalarda değil, hukuk, eğitim, iş dünyası ve sağlık gibi birçok alanda da kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle işe alım süreçlerinde veya adalet sisteminde örtük önyargıların fark edilmesi ve azaltılması için bir farkındalık aracı olarak önem kazanmıştır. Banaji’nin bu teste yaptığı katkılar, sosyal psikolojide yeni bir araştırma alanı açmış ve insan davranışlarını anlamada önemli bir paradigma değişimi yaratmıştır.

Örtük Çağrışım Testi (IAT), bilinçdışı önyargıları ölçmede devrim niteliğinde bir araç olarak kabul edilse de, çeşitli eleştirilere de maruz kalmıştır. En yaygın eleştirilerden biri, IAT’nin bireylerin gerçek dünya davranışlarını ne kadar doğru tahmin edebildiği konusunda belirsizlikler barındırmasıdır. Bazı araştırmalar, testin aynı kişi tarafından farklı zamanlarda alındığında tutarsız sonuçlar verebileceğini göstermiştir, bu da ölçüm güvenilirliğiyle ilgili soru işaretleri doğurmaktadır. Ayrıca, IAT’nin belirli bir önyargıyı ölçerken gerçekten neyi değerlendirdiği konusunda da tartışmalar vardır; testin, sadece kültürel çağrışımları mı yoksa bireyin kişisel tutumlarını mı yansıttığı tam olarak net değildir. Eleştirmenler, IAT sonuçlarının bireylerin bilinçli davranışlarını doğrudan yansıtmayabileceğini ve bu nedenle yasal veya kurumsal kararlarda tek başına kullanılmaması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, Banaji ve diğer araştırmacılar, IAT’nin bireysel düzeyde kesin tahminler yapmaktan çok, toplumda var olan örtük önyargıları anlamak için güçlü bir araç sunduğunu vurgulamaktadır.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir