Anthony Greenwald Kimdir?

Anthony Greenwald, sosyal psikoloji alanında önemli katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır. Özellikle örtük (zımni) sosyal biliş, önyargılar ve bellek üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Geliştirdiği Örtük Çağrışım Testi (IAT = Implicit Association Test), bireylerin bilinçdışı önyargılarını ölçmek için kullanılan en yaygın yöntemlerden biri haline gelmiştir. Ayrıca, Örtük Sosyal Biliş Teorisi ile bireylerin farkında olmadan nasıl inanç ve tutumlar geliştirdiğini açıklamıştır. Greenwald’ın çalışmaları, sosyal psikolojide hem teorik hem de pratik açıdan büyük yankı uyandırmış ve birçok farklı alanda uygulanmıştır.

anthony greenwald

 

Örtük Çağrışım Testi (IAT)

Örtük Çağrışım Testi (Implicit Association Test – IAT), bireylerin bilinçdışı önyargılarını ve örtük tutumlarını ölçmek için geliştirilmiş bir psikolojik testtir. Bu test, insanların farkında olmadan belirli gruplar, kavramlar veya bireyler hakkında olumlu ya da olumsuz çağrışımlara sahip olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur. Özellikle ırk, cinsiyet, yaş, siyasi ideoloji ve benzeri konularda insanların bilinçdışı tutumlarını analiz etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Testin temel mantığı, belirli kavramların hızlı ve otomatik bir şekilde olumlu ya da olumsuz değerlerle eşleştirilmesi üzerine kuruludur.

IAT, Anthony Greenwald, Mahzarin Banaji ve Brian Nosek başı çekmek üzere çeşitli psikologların ortak çalışmaları sonucunda geliştirilmiştir. Greenwald, örtük biliş ve bellek süreçleri üzerine uzun yıllardır araştırmalar yaparken, Banaji ve Nosek ile birlikte bu süreçleri ölçebilecek bir yöntem tasarlamaya odaklanmıştır. 1998 yılında yayınlanan ilk makale ile bilim dünyasına tanıtılan IAT, kısa sürede geniş bir kullanım alanı bulmuş ve sosyal psikolojinin en etkili ölçüm araçlarından biri haline gelmiştir. Testin geliştirilme sürecinde, özellikle bireylerin bilinçli beyanlarıyla örtüşmeyen bilinçdışı tutumlarının nasıl ölçülebileceği sorusu üzerinde durulmuş ve bilgisayar tabanlı hızlı tepki ölçümlerine dayalı bir sistem geliştirilmiştir.

Testin temel çalışma prensibi, bireylerin belirli kelimeleri veya yüzleri belirli kavramlarla eşleştirme hızlarını ölçmeye dayanır. Katılımcılara ekranda sırasıyla belirli kelimeler veya görseller gösterilir ve bu uyaranları mümkün olduğunca hızlı bir şekilde sol veya sağ tuşlarla kategorize etmeleri istenir. Eğer bir kişi, belirli bir kategori ile olumlu çağrışımlar yapmaya daha yatkınsa, bu uyaranları eşleştirirken daha hızlı tepki verir. Örneğin, bir birey belirli bir etnik grup ile olumlu kelimeleri daha hızlı eşleştiriyorsa, bu örtük bir olumlu tutuma işaret edebilir. Ancak, tam tersi bir durumda, kişi farkında olmadan belirli gruplara yönelik örtük bir önyargıya sahip olabilir.

IAT, akademik araştırmaların yanı sıra iş dünyası, hukuk, eğitim ve halk sağlığı gibi alanlarda da uygulanmıştır. Özellikle ayrımcılığı ve önyargıyı ölçmek için kullanılan bu test, insanların kendi bilinçdışı eğilimlerini fark etmelerine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, IAT’nin kesinlikle bir bireyin kişisel değerlerini veya davranışlarını mutlak bir doğrulukla tahmin edebileceği iddia edilmez; daha çok, örtük eğilimlerin ölçüldüğü bir araç olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, testin sonuçları her zaman bağlamsal olarak ele alınmalı ve bireylerin bilinçli düşünce süreçleriyle birlikte değerlendirilmelidir.

Örtük Sosyal Biliş Teorisi

Örtük sosyal biliş teorisi, bireylerin farkında olmadan geliştirdiği inançlar, tutumlar ve önyargılar üzerine odaklanır. Anthony Greenwald tarafından ortaya konan bu teori, insanların bilinçli olarak ifade etmedikleri ancak davranışlarına yön veren bilişsel süreçlere sahip olduğunu savunur. Geleneksel sosyal psikoloji araştırmalarında bireylerin açıkça ifade ettikleri tutumlar üzerinde durulurken, Greenwald’ın çalışmaları insanların bilinçdışı düzeyde sahip oldukları önyargıların ve sosyal tutumların önemini vurgulamaktadır. Bu teori, örtük önyargıların bireylerin sosyal etkileşimlerini nasıl şekillendirdiğini ve karar alma süreçlerini nasıl etkilediğini açıklamaya yardımcı olur.

Örtük sosyal biliş, genellikle Zımni Çağrışım Testi (Implicit Association Test – IAT) gibi yöntemlerle ölçülür. Bu test, bireylerin belirli kavramlar veya gruplar ile olumlu ya da olumsuz çağrışımları ne kadar hızlı eşleştirdiğini analiz ederek örtük önyargıları ortaya çıkarır. Araştırmalar, birçok insanın farkında olmadan cinsiyet, ırk, yaş ve diğer sosyal kategorilere yönelik örtük önyargılar taşıdığını göstermektedir. Bu durum, iş başvuruları, akademik değerlendirmeler, hukuki kararlar ve günlük sosyal etkileşimler gibi birçok alanda örtük bilişin etkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Örtük sosyal biliş teorisi, yalnızca bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de önemli sonuçlar doğurur. Örneğin, toplumda yaygın olan cinsiyetçi veya ırkçı tutumlar, bireylerin bilinçdışı önyargılarında kendini gösterebilir ve bu durum, sistematik ayrımcılığın devam etmesine katkıda bulunabilir. Greenwald ve meslektaşları, bu tür önyargıların zamanla değişebileceğini ancak bilinçli farkındalık ve eğitim gerektirdiğini savunmaktadır. Bu teori, sosyal psikolojinin birçok alanında kullanılarak, bireylerin ve toplumların daha adil ve eşitlikçi hale gelmesi için önemli bir rehber niteliği taşımaktadır.

Kendi Kendini Doğrulayan Bellek Modeli

Anthony Greenwald tarafından geliştirilen Kendi Kendini Doğrulayan Bellek Modeli, bireylerin geçmiş deneyimlerini ve anılarını, mevcut inançlarını destekleyecek şekilde hatırlama eğiliminde olduklarını öne sürer. Bu modele göre insanlar, kendileriyle veya dünyayla ilgili halihazırda sahip oldukları düşünceleri doğrulayan bilgileri belleklerinde daha kolay hatırlarken, bu inançlara ters düşen bilgileri ise ya hatırlamakta zorlanır ya da zamanla unutur. Bu durum, kişinin benlik algısını ve dünya görüşünü pekiştirerek, bilişsel tutarlılığı korumasına yardımcı olur.

Bu model, bireylerin neden bazen açıkça çelişkili kanıtları görmezden geldiğini veya yanlış hatırlamalar yaşadığını açıklamada önemli bir yere sahiptir. Özellikle, siyasi görüşler, kişisel kimlik ve sosyal kategoriler gibi güçlü inançlarla ilişkili anıların zamanla nasıl şekillendiğini anlamak için kullanılmıştır. Örneğin, bir kişi kendisini “çok yardımsever” olarak görüyorsa, geçmişte yaptığı iyilikleri daha net hatırlarken, bencilce davrandığı anıları ya göz ardı edebilir ya da farklı bir şekilde hatırlayarak yorumlayabilir.

Greenwald’ın bu modeli, hem sosyal psikolojide hem de bellek araştırmalarında geniş yankı uyandırmış ve insanların kendileri hakkındaki inançlarını nasıl koruduğunu anlamada önemli bir perspektif sunmuştur. Özellikle, bireylerin geçmiş olayları nasıl hatırladığı ve belleğin subjektif doğası konusunda yapılan araştırmalarda bu model sıkça referans alınmaktadır.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir