Espriler ve Bilinçaltı ile İlişkileri – Sigmund Freud (Kitap Özeti)

Sigmund Freud’un 1905 yılında ilk kez yayımlanan Jokes and Their Relation to the Unconscious adlı eseri, Türkçeye “Espriler ve Bilinçaltı ile İlişkileri” adıyla çevrilmiştir. Bu kitap, Freud’un psikanalitik kuramını yalnızca rüyalar ya da nevrozlarla sınırlı tutmadığını, aynı zamanda gündelik hayatın en sıradan görünen fenomenlerine –örneğin esprilere– de uyguladığını göstermesi açısından son derece önemlidir. Freud, mizahın ve esprilerin yapısını inceleyerek bilinçdışının işleyişini anlamaya çalışır. Böylece, psikanalizin kapsamı genişler ve insan davranışlarını anlama konusunda farklı bir boyut kazanır.

Espriler ve Bilinçaltı ile İlişkileri


Freud’un Eserinin Amacı ve Önemi

Freud, bu kitabında mizahın psikolojik mekanizmalarını çözümlemeyi hedefler. Ona göre, espriler yalnızca eğlenceli söz oyunları değildir; bilinçdışı süreçlerin, bastırılmış düşüncelerin ve toplumsal normların dolaylı yoldan dışavurumudur. Freud’un amacı, esprilerin zihinsel işlevlerini ortaya koymak ve bunların psikanaliz kuramıyla nasıl ilişkilendiğini göstermektir. Bu bağlamda, kitabın önemi iki yönlüdür: bir yandan esprilerin bilişsel ve duygusal kökenlerini açıklarken, diğer yandan psikanalizin yalnızca klinik bir alan değil, gündelik hayatı anlamada da güçlü bir araç olduğunu ortaya koyar.


Esprilerin Yapısal Analizi

Freud, esprileri yapısal olarak iki temel kategoriye ayırır:

  1. Sözcük Oyunlarına Dayalı Espriler:
    Bunlar, dilin çok anlamlılığından, ses benzerliklerinden ya da sözcüklerin alışılmış bağlamlarından koparılmasından doğar. Freud’a göre bu tür espriler, dilin yaratıcılığını bilinçdışı süreçlerle buluşturan örneklerdir.

  2. Düşünceye Dayalı Espriler:
    Bu gruptaki espriler, bir fikrin alışılmadık bir şekilde dile getirilmesiyle ortaya çıkar. Sözcük oyunundan ziyade, beklenmedik mantıksal bağlantılar ya da kavramsal çarpıtmalar söz konusudur.

Freud, bu iki kategoriyi kullanarak esprilerin yalnızca estetik ya da edebi unsurlar taşımadığını, aynı zamanda zihinsel süreçlerin ipuçlarını barındırdığını ileri sürer.


Bilinçdışı ile Bağlantı

Kitabın en önemli bölümlerinden biri, esprilerin bilinçdışı süreçlerle olan ilişkisidir. Freud’a göre bilinçdışı, bastırılmış arzuların ve toplumsal olarak kabul görmeyen düşüncelerin deposudur. Bu içerikler doğrudan ifade edilemez; ancak rüyalar, dil sürçmeleri ve espriler aracılığıyla dolaylı biçimde kendini gösterebilir. Özellikle espriler, bireyin hem toplumsal baskıyı aşmasını sağlar hem de bilinçdışındaki bastırılmış düşüncelere geçici bir çıkış alanı sunar.


Mizah, Bastırma ve Savunma Mekanizmaları

Freud, esprilerin işlevini açıklarken bastırma ve savunma mekanizmaları kavramlarını merkeze alır. Toplumsal normlar nedeniyle dile getirilemeyen saldırgan, cinsel ya da tabu sayılan düşünceler, mizah aracılığıyla ifade edilir. Bu durum, hem bireye bir rahatlama sağlar hem de toplumsal kuralların sınırları içinde kalmayı mümkün kılar. Dolayısıyla, espriler hem bireysel psikolojiyi hem de kültürel yapıyı yansıtan araçlardır.


Mizahın Enerji İktisadı

Freud, psikanalitik kuramında “enerji iktisadı” kavramına sıkça başvurur. Espriler söz konusu olduğunda da aynı kavramı kullanır. Ona göre, espri yaparken kişi zihinsel enerjiden tasarruf eder. Bastırılmış bir düşüncenin dolaylı yoldan dışavurulması, normalde gereken savunma çabasını azaltır. Bu tasarruf, “gülme” ile ortaya çıkan haz duygusuna dönüşür. Başka bir deyişle, espriler ruhsal enerjinin serbest bırakılmasını sağlayan bir tür güvenli boşalım mekanizmasıdır.


Toplumsal Yönü: Neden Başkalarıyla Güleriz?

Freud, esprilerin toplumsal yönüne de dikkat çeker. Ona göre, bir espri yalnızca bireysel bir haz kaynağı değildir; aynı zamanda sosyal ilişkileri güçlendiren bir araçtır. İnsanlar bir espriye birlikte güldüklerinde, aralarındaki bağ pekişir. Bununla birlikte, ortak gülüş, toplumsal değerlerin de yeniden üretildiği bir süreçtir. Çünkü hangi esprilerin komik bulunduğu, aslında hangi konuların bastırıldığını ve hangi normların hâkim olduğunu gösterir.


Saldırganlık ve Cinsellik Temelli Espriler

Freud’un analizinde, saldırganlık ve cinsellik temelli espriler özel bir yer tutar. Bu tür espriler, toplumda açıkça dile getirilmesi yasaklanan arzuların ya da duyguların dışavurulmasına olanak tanır. Örneğin, cinselliğe dair bir espri, bastırılmış dürtülerin güvenli bir şekilde yüzeye çıkmasını sağlar. Benzer şekilde, saldırganlık içeren espriler de öfke ya da rekabet duygularının toplumsal olarak kabul edilebilir biçimde ifade edilmesine yardımcı olur.


Freud’un Yöntemi: Psikanalitik Yorumlama

Kitapta Freud’un yöntemi oldukça nettir: Esprileri yalnızca dilbilimsel ya da edebi bir unsur olarak değil, psikanalitik yorumlama çerçevesinde inceler. Yani, bir espriyi çözümlemek, tıpkı bir rüyayı çözümlemek gibidir. Her iki durumda da yüzeyde görünen ifade, daha derinlerde yatan bastırılmış içeriklere işaret eder. Bu yaklaşım, Freud’un psikanaliz anlayışının bütünselliğini gösterir: bilinçdışının izleri hayatın her alanında bulunabilir.


Kitabın Etkisi ve Günümüzdeki Yansımaları

“Espriler ve Bilinçaltı ile İlişkileri”, Freud’un en çok bilinen eserlerinden biri olmasa da, psikanaliz literatüründe özel bir yere sahiptir. Bu kitap, psikanalizin kapsamını genişletmiş ve mizah çalışmalarının temel taşlarından biri olmuştur. Günümüzde psikoloji, sosyoloji, dilbilim ve iletişim alanında yapılan birçok araştırma, Freud’un bu analizlerinden ilham almaktadır. Mizahın stresle başa çıkmadaki rolü, toplumsal eleştiri aracı olarak işlevi ve kültürel kodlarla ilişkisi hâlen Freud’un ortaya koyduğu perspektifle incelenmektedir.


Eleştiriler ve Sınırlılıklar

Elbette, Freud’un bu eseri de çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır. Bazı araştırmacılar, Freud’un esprileri fazla indirgemeci biçimde ele aldığını, her mizahi unsurun mutlaka bilinçdışı bir bastırmanın ürünü olamayacağını ileri sürer. Ayrıca, Freud’un eserinde kültürel çeşitliliğin yeterince hesaba katılmadığı da bir başka eleştiri noktasıdır. Yine de, tüm bu eleştirilere rağmen, kitabın mizah araştırmalarında temel bir başvuru kaynağı olduğu gerçeği değişmemektedir.


Sonuç: Freud’un Mizaha Katkısı

“Espriler ve Bilinçaltı ile İlişkileri”, Freud’un insan psikolojisine dair vizyonunun genişliğini ortaya koyan eserlerden biridir. Freud, esprilerin yapısını ve işlevini çözümleyerek, mizahın yalnızca eğlenceli bir etkinlik değil, aynı zamanda bilinçdışı süreçlerin ve toplumsal dinamiklerin güçlü bir göstergesi olduğunu göstermiştir. Bugün bile bu eser, mizahın psikolojik ve kültürel boyutlarını anlamak isteyen araştırmacılar için değerli bir kaynak olmaya devam etmektedir.


Genel Değerlendirme

Sigmund Freud’un 1905’te yayımlanan Jokes and Their Relation to the Unconscious adlı eseri, psikanalizin yalnızca klinik bir tedavi yöntemi olmadığını, aynı zamanda insan davranışlarını ve kültürü anlama aracı olduğunu kanıtlayan önemli bir yapıt olarak kabul edilir. Kitap, esprilerin ardındaki psikolojik süreçleri çözümleyerek, bastırma, bilinçdışı ve savunma mekanizmaları gibi temel psikanalitik kavramları gündelik hayatın bir parçası haline getirir. Bu yönüyle, hem Freud’un kuramını genişletmiş hem de mizah araştırmalarına öncülük etmiştir.

Deniz Şavkay hakkında 174 makale
Psikoloji bölümündeki Yüksek Lisans eğitimimi Polonya'daki SWPS Üniversitesi'nde tamamladım. Sosyal Psikoloji alanına çok ilgi duyuyorum ve bildiklerimi paylaşmak amacıyla yazılar yazıyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*