Sosyal İzolasyon (Şeması) Nedir?

Sosyal izolasyon (ya da sosyal yalıtım), bir bireyin toplumdan, arkadaş çevresinden veya yakın ilişkilerinden uzaklaşması veya kendini bu çevrelere ait hissedememesi durumunu ifade eder. Psikolojide bu kavram, hem güncel sosyal psikoloji çalışmalarında hem de şema terapisi gibi psikoterapi ekollerinde önemli bir yer tutar. Özellikle “Sosyal İzolasyon/ Yabancılaşma Şeması” olarak bilinen şema, kişinin derin bir biçimde toplumdan kopuk, farklı veya dışlanmış hissetmesine yol açan erken dönem inançları ve bilişsel şemaları tanımlar. Aşağıda, konuyu mümkün olduğunca kapsamlı ve hem psikoloji bilimiyle yeni tanışanların hem de daha ileri düzey bilgisi olanların ilgisini çekecek biçimde ele almaya çalışacağım.

Sosyal izolasyon şeması, kişinin çocukluk veya ergenlik döneminde edindiği “ben dışlanmış biriyim” inancıyla karakterizedir. Bu şema, bireyin sosyal ilişkilerini, özsaygısını ve ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak, bilişsel terapi, şema terapisi ve sosyal beceri geliştirme gibi tekniklerle bu olumsuz inanç yapısı değiştirilebilir. Bireyin kendini daha iyi anlaması ve sosyal ortamlara karşı olan yaklaşımını değiştirmesi, şemanın etkilerini azaltarak daha tatmin edici bir sosyal yaşam sürmesine yardımcı olabilir.


Sosyal İzolasyon Kavramına Giriş

Sosyal Psikoloji Perspektifi

Sosyal psikoloji, bireylerin düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının toplumsal bağlamda nasıl şekillendiğini inceler. Bu açıdan sosyal izolasyon, sosyal psikologların ilgilendiği pek çok konuyla doğrudan ilişkilidir. Örneğin:

  • Sosyal Kimlik Teorisi (Social Identity Theory): İnsanların kendilerini belirli gruplarla tanımlama ihtiyacı vardır. Eğer kişi bu grup üyeliğinde kabul görmediğini hisseder ya da kendini dışlanmış hissederse, sosyal izolasyon deneyimi yaşama olasılığı artar.
  • Aidiyet İhtiyacı (Need to Belong): İnsanlar, doğuştan gelen bir aidiyet ve ilişki kurma ihtiyacına sahiptir. Bu ihtiyacın karşılanmaması, bireyin yalnızlık, yetersizlik ve değersizlik gibi duygular yaşamasına zemin hazırlayabilir.

Objektif ve Öznel İzolasyon Ayrımı

Sosyal psikoloji, çoğu zaman sosyal izolasyonu iki boyutta inceler:

  1. Objektif (Dışsal) İzolasyon: Bireyin gerçek anlamda sosyal etkileşimlerden yoksun olması (arkadaş çevresinin olmaması, aileden uzak yaşama, toplum tarafından dışlanma vb.).
  2. Öznel (Algılanan) İzolasyon: Kişinin çevresinde insanlar olsa bile kendisini yalnız, dışlanmış veya kopuk hissetmesi.

Özellikle şema terapisi içinde yer alan “Sosyal İzolasyon/ Yabancılaşma Şeması”, daha çok öznel izolasyona işaret eder. Çünkü kişi gerçekte sosyal bağlantılara sahip olsa bile, kendini “gruba ait değilmiş” gibi hisseder.


Sosyal İzolasyon Şeması Nedir?

Sosyal izolasyon şeması, bireyin kendisini diğer insanlardan farklı, kopuk, dışlanmış veya ait olmadığı bir dünyada yaşadığına dair erken dönemde gelişmiş, derin köklere sahip bir inanç sistemidir. Şema terapisi kuramına göre, çocukluk veya ergenlik döneminde şekillenen ve bireyin sosyal yaşamını etkileyen bu tür bilişsel şemalar, kişinin dünyayı nasıl algıladığına ve insanlarla nasıl ilişki kurduğuna yön verir.

Sosyal İzolasyon Şeması Nasıl Gelişir?

Bu şema genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde yaşanan olumsuz sosyal deneyimlerden kaynaklanır. Kişinin sosyal izolasyon şeması geliştirmesine neden olabilecek bazı erken dönem deneyimler şunlardır:

  1. Akranlar Tarafından Dışlanma

    • Çocuklukta akranları tarafından reddedilmek, zorbalığa (bullying) uğramak veya sosyal gruplara alınmamak.
    • Okulda arkadaş edinmekte zorluk çekmek, oyunlara veya etkinliklere dahil edilmemek.
  2. Ailede Duygusal Uzaklık ve Soğukluk

    • Aile bireyleri tarafından yeterince sevgi, ilgi veya kabul görmemek.
    • Aile içinde konuşulan dil, kültürel alışkanlıklar veya sosyoekonomik durum nedeniyle toplumdan farklı hissedilmek.
    • Ailede sürekli taşınma veya göç deneyimleri nedeniyle sürekli olarak sosyal bağların kopması.
  3. Kültürel veya Sosyal Farklılıklar

    • Çocuğun veya gencin, toplumun genelinden farklı bir kültürel, dini, etnik veya sosyal geçmişe sahip olması.
    • Kendi yaşam tarzı veya değerleri nedeniyle toplumla uyuşmadığını düşünmesi.
  4. Ebeveynlerin Aşırı Koruyucu veya Sosyal Olarak İzole Olması

    • Ebeveynlerin çocuğu aşırı koruyarak sosyal deneyimler yaşamasına engel olması.
    • Aile içinde de sosyal izolasyonun yaygın olması (örneğin, ebeveynlerin sosyal çevreyle çok az etkileşimde bulunması).

Sosyal İzolasyon Şeması Olan Kişiler Nasıl Davranır?

Bu şema, bireyin sosyal ilişkilerini ve genel yaşam tarzını önemli ölçüde etkileyebilir. Şemalar genellikle üç farklı şekilde ortaya çıkar:

  1. Şema Teslimiyeti (Schema Surrender)

    • Kişi şemayı olduğu gibi kabul eder ve ona uygun davranışlar sergiler.
    • Sosyal ortamlara girmekte zorlanır, insanlardan kaçınır ve yalnız kalmayı tercih eder.
    • Sosyal ilişkilerde hep dışlanacağını düşünerek, diğer insanlardan uzak durur.
  2. Şema Kaçınması (Schema Avoidance)

    • Kişi, sosyal izolasyon hissinden kaçınmak için bazı başa çıkma mekanizmaları geliştirir.
    • Yalnızlık hissinden kurtulmak için aşırı sosyal olabilir, ancak yüzeysel ilişkiler kurarak derin bağlantılardan kaçınır.
    • Kalabalık ortamlarda bile kendini yalnız hissedebilir.
  3. Şema Aşırı Telafisi (Schema Overcompensation)

    • Kişi şemayı tam tersi yönde aşırı telafi etmeye çalışır.
    • Kendini kanıtlamak için sürekli sosyal ortamlara girmeye ve popüler olmaya çalışabilir.
    • Ancak bu çaba, genellikle içsel bir aidiyetsizlik hissini ortadan kaldırmaz.

Sosyal İzolasyon Şeması ile İlişkili Psikolojik Sorunlar

Bu şema, bireyin uzun vadede çeşitli psikolojik ve sosyal problemler yaşamasına neden olabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  1. Düşük Özsaygı (Low Self-Esteem)

    • Kişi sürekli olarak kendisini toplumdan farklı ve uyumsuz hissettiği için özsaygısı düşebilir.
  2. Sosyal Kaygı Bozukluğu (Social Anxiety Disorder)

    • Topluluk içinde yargılanacağı veya dışlanacağı korkusuyla sosyal ortamlardan kaçınma.
  3. Depresyon

    • Yalnızlık ve dışlanmışlık hissinin uzun vadede kronik mutsuzluk ve umutsuzluğa dönüşmesi.
  4. Bağımlılık Davranışları (Addiction)

    • Kişi, sosyal izolasyonun yarattığı boşluğu doldurmak için madde bağımlılığı, aşırı yemek yeme veya aşırı internet kullanımı gibi kaçış mekanizmalarına yönelebilir.
  5. İlişkilerde Bağlanma Problemleri (Attachment Issues)

    • Romantik ilişkilerde “Beni zaten kimse istemez.” veya “İnsanlar bana gerçekten değer vermez.” gibi inançlarla ilişkilere zarar verebilir.

Sosyal İzolasyon Şeması Nasıl Değiştirilebilir?

Sosyal izolasyon şeması, uygun psikoterapi yaklaşımları ve farkındalık çalışmalarıyla değiştirilebilir. İşte bazı yöntemler:

  1. Bilişsel Yeniden Yapılandırma (Cognitive Restructuring)

    • Kişinin otomatik olumsuz düşüncelerini fark etmesi ve bunları gerçekçi bir perspektifle değiştirmesi sağlanır.
    • Örneğin, “Ben hiçbir yere ait değilim.” düşüncesi yerine, “Benimle benzer ilgi alanlarına sahip insanlarla bağlantı kurabilirim.” gibi alternatif düşünceler geliştirilir.
  2. Şema Odaklı Psikoterapi (Schema Therapy)

    • Terapist, kişinin şemasını tanımlamasına ve geçmiş travmalarla yüzleşmesine yardımcı olur.
    • Özellikle duygusal yeniden yapılandırma teknikleri kullanılarak geçmişte yaşanan dışlanma deneyimlerinin etkisi azaltılmaya çalışılır.
  3. Deneyimsel Teknikler (Experiential Techniques)

    • Görselleştirme (Imagery Rescripting): Kişinin geçmişte dışlanma yaşadığı anları tekrar zihninde canlandırarak bu olayları daha olumlu bir perspektifle yeniden çerçevelemesi sağlanır.
  4. Sosyal Beceriler Eğitimi (Social Skills Training)

    • Sosyal beceri eksikliği nedeniyle izolasyon yaşayan kişiler için empati kurma, aktif dinleme, iletişim kurma ve sosyal etkileşimleri başlatma gibi beceriler öğretilir.
  5. Grupla Psikoterapi veya Destek Grupları

    • Kişinin, kendisini anlayan diğer insanlarla bir araya gelmesi sağlanarak aidiyet hissinin yeniden inşa edilmesine yardımcı olunur.

Sosyal İzolasyon Şeması ve Şema Terapisi

Şema terapisi, Jeffrey Young tarafından geliştirilen bir yaklaşımdır ve bilişsel-davranışçı terapinin temel prensiplerini, psikodinamik yaklaşımları ve deneyimsel (duygusal) teknikleri birleştirerek erken dönemde oluşan bilişsel ve duygusal kalıpları (şemaları) değiştirmeyi amaçlar. Young’ın belirlediği “Erken Dönem Uyumsuz Şemalar”dan biri de “Sosyal Yalıtım/ Yabancılaşma Şeması”dır.

Sosyal Yalıtım/ Yabancılaşma Şeması Nedir?

Bu şemanın temelinde, bireyin başkalarından farklı olduğu ve hiçbir gruba ait olmadığı yönündeki inancı vardır. Kişi bu şemaya sahip olduğunda:

  • İnsanlara “Ben onlardan farklıyım.” veya “Beni anlamayacaklar.” gibi bilişsel çarpıtmalarla yaklaşabilir.
  • Sosyal ortamlarda kendisini sürekli “dışlanmış”, “uyumsuz” veya “istenmeyen kişi” gibi algılayabilir.
  • Yakın ilişkiler kurmakta zorluk yaşayabilir ya da kurduğu ilişkilerde sürekli bir “reddedilme korkusu” hissedebilir.

Şemanın Gelişiminde Etkili Faktörler

Bu şema çoğunlukla çocukluk veya ergenlik döneminde yaşanan dışlanma veya değer görmeme deneyimlerinden kaynaklanır. Örneğin:

  • Arkadaş Çevresinde Dışlanma: Okul çağında akran zorbalığına (bullying) maruz kalma veya akranlar tarafından kabul görmeme.
  • Aile İçi İhmal veya Mesafe: Ailenin yeterince duygusal yakınlık göstermemesi, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılayamaması.
  • Kültürel veya Sosyoekonomik Farklılık: Bireyin içinde yaşadığı toplumda azınlık statüsünde olması veya ekonomik koşullar nedeniyle toplumsal etkinliklere katılamaması.

Şemanın Bireydeki Etkileri

Sosyal izolasyon şeması aktif olduğunda birey şunları deneyimleyebilir:

  • Düşük Özsaygı (Low Self-Esteem): Kişi kendini grubun bir parçası olarak görmeyince, özgüveni de düşmeye başlar.
  • Sosyal Kaygı (Social Anxiety): Sosyal ortamlarda yetersiz hissetme, bu nedenle kaygı ve korku hissetme.
  • Kaçınmacı Davranışlar (Avoidance Behaviors): Eleştirilme ya da reddedilme endişesiyle sosyal etkinliklerden uzak durma, yeni insanlarla tanışmayı reddetme.
  • Kronik Yalnızlık (Chronic Loneliness): Bu şema kişiyle uzun yıllar boyunca sürüklenen bir yalnızlık duygusu yaratabilir.

Sosyal Psikoloji Kuramları ve Sosyal İzolasyon

Bilişsel Çarpıtmalar ve Algısal Seçicilik

Sosyal psikolojide bireylerin, kendilerine dair inançlarını (öz-yeterlilik inançları, benlik algısı) sürdürmek için bazen bilişsel çarpıtmalara başvurdukları kabul edilir. Sosyal izolasyon şeması olan bir kişi, bir ortamda ufak bir olumsuz geri bildirimi ya da nötr bir ifadeyi bile “dışlanma sinyali” olarak algılayabilir. Bu duruma “Algısal Seçicilik (Selective Attention)” veya “Onaylanma Yanlılığı (Confirmation Bias)” eşlik edebilir; kişi yalnızca kendisini dışlanmış hissettirecek ipuçlarına odaklanır.

Benlik ve Kimlik Gelişimi

  • Benlik Saygısı (Self-Esteem) ve Benlik Kavramı (Self-Concept), sosyal çevre ile etkileşim üzerinden şekillenir. Kişi sürekli farklı, istenmeyen veya dışlanmış olduğunu düşünüyorsa, benlik saygısı zamanla zedelenir ve “Ben zaten ait değilim.” inancı pekişir.
  • Sosyal Kimlik Teorisi: Bireyin kendini bir gruba ait hissetmesi, o gruptan aldığı sosyal destekle de yakından ilişkilidir. Eğer kişi hiçbir gruba ait olmadığını düşünüyorsa, sosyal izolasyon şeması derinleşir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet (Self-Fulfilling Prophecy)

Sosyal psikolojide önemli bir kavram olan kendini gerçekleştiren kehanet, kişinin inançlarının ve beklentilerinin davranışlarını şekillendirerek o inançları doğrulayan sonuçlar doğurması anlamına gelir. Örneğin, “Kimse benimle arkadaş olmak istemez.” inancına sahip biri, sosyal ortamlarda soğuk veya mesafeli davranmaya başlar; bu da gerçekten insanların ondan uzak durmasına sebep olur ve sonuçta kişi “Bakın, gördünüz mü? Kimse benimle ilgilenmiyor.” diyerek inancını doğrulamış olur.


Sosyal İzolasyonun Psikolojik ve Fizyolojik Sonuçları

Sosyal izolasyon yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda fizyolojik sonuçları olan bir durumdur. Araştırmalar, kronik yalnızlık ya da izolasyon duygusunun, stres hormonlarının (kortizol vb.) artışıyla ilişkili olduğunu ve bu durumun kardiyovasküler hastalıklar, bağışıklık sistemi zayıflığı ve hatta erken ölüm riskini artırabileceğini gösteriyor.

Psikolojik olarak ise:

  • Depresyon: Sürekli dışlanma hissi, umutsuzluk ve değersizlik algısını güçlendirerek majör depresif bozukluğa zemin hazırlayabilir.
  • Anksiyete Bozuklukları: Sosyal kaygı bozukluğu (social phobia) gibi anksiyete türlerini tetikleyebilir.
  • Bağımlılık Davranışları: Kişi kendini rahatlatmak veya duyarsızlaştırmak için madde kullanımı gibi zararlı yollara başvurabilir.

Başa Çıkma ve Tedavi Yaklaşımları

Şema Terapi Teknikleri

Sosyal izolasyon şemasıyla çalışırken, şema terapide kullanılan bazı temel teknikler şunlardır:

  • Şema Odaklı Bilişsel Yeniden Yapılandırma: Kişinin “Ben hiçbir yere ait değilim.” düşüncesini fark etmesi ve bunun ne kadar gerçekçi olup olmadığını sorgulaması sağlanır.
  • Deneyimsel Teknikler (Imagery Rescripting): Geçmişte yaşanan ve dışlanma duygusunun köklerini oluşturan anıların zihinsel olarak yeniden yapılandırılması, duygusal açıdan şifalanmaya yardımcı olabilir.
  • Şefkat Odaklı Yaklaşım (Compassion-Focused Therapy): Kişinin kendine karşı daha nazik ve anlayışlı bir tutum geliştirmesine yardımcı olarak, “dışlanma” ya da “farklıyım” duygusunu hafifletmek amaçlanır.

Sosyal Beceri ve İletişim Eğitimi

Bireyde sosyal kaygı ve kaçınma davranışları güçlü olduğunda, sosyal beceri eğitimi yardımcı olabilir:

  • Rol Yapma (Role-Playing): Terapötik ortamda kişi farklı iletişim senaryolarını deneyerek, otomatik “dışlanma” inancını zorlayabilir.
  • Aktif Dinleme (Active Listening) ve Empati Gelişimi: Kişiye, başkalarıyla iletişim kurarken daha fazla empatik geri bildirim ve açık uçlu sorular sorma becerisi kazandırılır.

Grupla Psikoterapi ve Destek Grupları

Sosyal izolasyon şemasına sahip kişilerin en çok ihtiyaç duyduğu şey, güvenli bir ilişki deneyimi ve aidiyet duygusudur. Grup terapisi, bu kişilere kontrollü bir ortamda diğer insanlarla etkileşime girme, benzer sorunları olan bireylerle paylaşımlarda bulunma olanağı sağlar. Bu sayede kişi hem yalnız olmadığını görür hem de başkalarının hikâyelerinden güç alarak kendi şemasını sorgulayabilir.


Sosyal Destek ve Kültürel Etkenler

Sosyal izolasyon şeması, tek bir kültürle sınırlandırılamayacak kadar evrensel bir olgudur; ancak her toplumun sosyal kuralları, değer yargıları ve grup içindeki bağlılık biçimleri farklılık gösterir. Örneğin, kolektivist toplumlar (Türkiye, Japonya vb.) daha çok “topluluk” odaklıdır; aile ve yakın çevreyle ilişkiler çok önemlidir. Bu nedenle dışlanma ya da farklı olma duygusu kişide daha yoğun bir utanç veya yetersizlik hissi yaratabilir. Bireyci toplumlarda (ABD, Batı Avrupa vb.) ise bireysellik ön planda tutulsa da sosyal ağların eksikliği kişide yalnızlık duygusunu tetikleyebilir.

Öte yandan, sosyal destek (arkadaşlar, aile, komşular, iş arkadaşları vb.) bu şemanın etkilerini hafifletmede büyük rol oynar. Araştırmalar, güçlü bir sosyal destek ağına sahip olan kişilerin daha az stres yaşadığını, benlik saygısının daha yüksek olduğunu ve duygusal sorunlarla daha iyi başa çıktığını göstermektedir.


Sonsöz

“Sosyal İzolasyon (Şeması)”, kişinin kendisini sosyal ortamda dışlanmış, farklı veya ait değilmiş gibi hissetmesiyle karakterize olan, derin köklere sahip bir inanç yapısıdır. Sosyal psikoloji perspektifinden bakıldığında, insanların doğal bir aidiyet ihtiyacı içinde olduğu, kimliklerini ve özsaygılarını büyük ölçüde sosyal etkileşim ve geri bildirim üzerinden inşa ettikleri görülür. Bu temel ihtiyaçlar karşılanmadığında ortaya çıkan izolasyon hissi, hem psikolojik (depresyon, kaygı, yalnızlık) hem de fizyolojik (stres hormonlarının yükselmesi, bağışıklık sisteminin zayıflaması) sonuçlara yol açabilir.

Şema terapisi, bu erken dönemde oluşmuş ve kişinin zihninde otomatikleştirilmiş “Ben farklıyım, dışlanıyorum.” inancını yeniden yapılandırmayı amaçlar. Bilişsel çarpıtmaları fark etmek, alternatif düşünceler geliştirmek, güvenli ilişki deneyimleri yaşamak ve sosyal becerileri güçlendirmek, izolasyon şemasının üstesinden gelmede etkili stratejilerdir.

Unutulmamalıdır ki, sosyal izolasyon şeması zamanla daha da kronikleşebilen bir yapıdır. Erken fark edilmesi ve uzman desteğiyle ele alınması, kişinin hem kendine hem de topluma olan güvenini yeniden inşa etmesini kolaylaştırır. İster aile, arkadaş çevresi ya da bir psikoterapi grubu olsun, bireyin sağlıklı sosyal destek kaynaklarına erişmesi ve kendini kabul edileceği bir ortamda deneyimlemesi bu sürecin en kritik unsurlarındandır.


Sosyal psikoloji, insan davranışlarının büyük ölçüde sosyal bağlamdan etkilendiğini vurgular. “Sosyal İzolasyon (Şeması)” da tam bu noktada devreye girer; bireyin iç dünyasındaki “ait olamama” algısı, dış dünyadaki gerçek ilişkileri şekillendirir ve bazen bu algıyı doğrulayan bir döngüye sebep olur. Ancak doğru psikoterapi yaklaşımları ve destekleyici sosyal ilişkilerle, bu şemayı dönüştürmek ve daha sağlıklı, tatmin edici bir sosyal yaşama kavuşmak mümkündür.

Deniz Şavkay hakkında 129 makale
Psikoloji bölümündeki Yüksek Lisans eğitimimi Polonya'daki SWPS Üniversitesi'nde tamamladım. Sosyal Psikoloji alanına çok ilgi duyuyorum ve bildiklerimi paylaşmak amacıyla yazılar yazıyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*