Leon Festinger Kimdir? (Psikoloji)

Leon Festinger (1919-1989), sosyal psikoloji alanında devrim niteliğinde teoriler ortaya koymuş Amerikalı bir psikologdur. Bilişsel çelişki (cognitive dissonance) teorisiyle tanınan Festinger, insanların sahip oldukları düşünceler, inançlar ve davranışlar arasındaki uyumsuzlukların psikolojik rahatsızlık yarattığını ve bu rahatsızlığı azaltmak için bireylerin çeşitli stratejiler geliştirdiğini öne sürmüştür. Ayrıca sosyal karşılaştırma teorisi ile bireylerin kendi yetenek ve görüşlerini başkalarıyla karşılaştırarak değerlendirdiğini açıklamıştır. Festinger, deneysel çalışmalar ve teorik katkılarıyla sosyal psikolojinin gelişimine önemli bir yön vermiş, psikoloji tarihindeki en etkili isimlerden biri olarak kabul edilmiştir.

leon festinger

 

Leon Festinger ve Bilişsel Çelişki (Cognitive Dissonance) Teorisi

Leon Festinger’in 1957 yılında ortaya koyduğu Bilişsel Çelişki Teorisi, sosyal psikolojide çığır açan bir kavram olarak büyük yankı uyandırmıştır. Bu teoriye göre, insanlar sahip oldukları düşünceler, inançlar veya değerler (bilişler) arasında bir çelişki (uyumsuzluk) yaşadıklarında psikolojik bir rahatsızlık hissederler. Bu rahatsızlık, bireylerin çelişen bilişleri uyumlu hale getirme çabasıyla sonuçlanır. Örneğin, sigara içmenin sağlığa zararlı olduğunu bilen ancak sigara içmeye devam eden bir kişi, bu çelişkiyi azaltmak için sigaranın zararlarını küçümsemeye veya bırakmayı planladığını söyleyerek kendini rahatlatmaya çalışabilir.

Festinger’e göre çelişkiyi azaltmak için bireyler üç temel strateji benimseyebilir: düşüncelerini değiştirmek, davranışlarını değiştirmek ya da çelişkiyi önemsizleştirmek. Bireyler, düşüncelerini değiştirerek mevcut davranışlarını haklı çıkarabilir veya tam tersi, davranışlarını değiştirerek düşünceleriyle uyumlu hale getirebilirler. Örneğin, bir kişi çevre dostu olduğunu savunuyor ancak sürekli plastik kullanıyorsa, ya çevreci olma inancını sorgulayacak ya da plastik tüketimini azaltacaktır.

Bilişsel çelişki teorisi, sadece bireysel davranışları değil, aynı zamanda grup dinamiklerini ve sosyal değişimi de anlamada önemli bir araçtır. Bu teori, özellikle reklamcılık, politika ve eğitim gibi çeşitli alanlarda insan davranışlarını yönlendirmek ve motive etmek amacıyla yaygın şekilde uygulanmaktadır. Festinger’in araştırmaları, insanların kararlarını verdikten sonra çelişkiyi azaltmak için aldıkları kararı daha çok savunduklarını ve dış etkenlerin insan düşüncelerini nasıl şekillendirdiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmalar, insan psikolojisinin karmaşık yapısına dair önemli ipuçları sunmaya devam etmektedir.

 

Festinger – Sosyal Karşılaştırma Teorisi (Social Comparison Theory)

Leon Festinger’in 1954 yılında geliştirdiği Sosyal Karşılaştırma Teorisi, bireylerin kendi yeteneklerini, görüşlerini ve başarılarını değerlendirmek için diğer insanlarla karşılaştırma eğiliminde olduklarını savunur. Festinger’e göre insanlar, objektif bir ölçüt olmadığında kendi durumlarını anlamak ve değerlendirmek amacıyla başkalarına bakar. Bu süreç, bireylerin kendilik algısını şekillendirmekte ve motivasyonlarını etkilemektedir. Örneğin, bir öğrenci akademik başarısını sınıf arkadaşlarının notlarına bakarak değerlendirebilir.

Teoriye göre sosyal karşılaştırma iki türde gerçekleşebilir: yukarı yönlü ve aşağı yönlü karşılaştırma. Yukarı yönlü karşılaştırmada birey, kendisinden daha iyi durumda olan kişilerle kıyaslama yapar. Bu durum, bazen motivasyonu artırabilirken, bazen de özgüvenin sarsılmasına yol açabilir. Öte yandan, aşağı yönlü karşılaştırmada birey, kendisinden daha kötü durumda olanlarla kıyaslama yapar ve bu genellikle kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Örneğin, bir çalışan, performansını daha düşük performans gösteren iş arkadaşlarıyla kıyaslayarak başarı algısını yükseltebilir.

Festinger’in sosyal karşılaştırma teorisi, sosyal psikolojide insan ilişkilerini ve bireysel davranışları anlamada temel bir çerçeve sunmaktadır. Bu teori, özellikle benlik algısı, özsaygı ve grup dinamikleri gibi konularda pek çok araştırmaya ilham vermiştir. Günümüzde sosyal medya gibi platformlar, bireylerin sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırma yapmasına imkan tanımakta ve bu durum bireylerin psikolojik sağlıklarını etkileyebilmektedir. Festinger’in bu teorisi, modern toplumlardaki rekabetçi yapıyı ve bireylerin sosyal çevreleriyle ilişkilerini analiz etmede hâlâ büyük bir öneme sahiptir.

 

Leon Festinger – İnançların Güçlenmesi Deneyi (When Prophecy Fails)

Leon Festinger’in meslektaşlarıyla birlikte yürüttüğü ve 1956 yılında When Prophecy Fails adlı kitapta yayınladığı araştırma, bilişsel çelişki teorisinin en dikkat çekici uygulamalarından biridir. Bu araştırma, kıyametin belirli bir tarihte gerçekleşeceğine inanan küçük bir dini grubun davranışlarını incelemiştir. Araştırmacılar, beklenen kıyamet gerçekleşmediğinde bu grubun inançlarını nasıl değiştireceğini gözlemlemiş ve paradoksal bir şekilde, inançların daha da güçlendiğini keşfetmiştir.

Grup üyeleri, kehanetin gerçekleşmemesini, liderlerinin dualarının dünyayı kurtardığına inanarak açıklamışlardır. Bu durumda, yaşanan çelişkiyi çözmek için grup üyeleri, kehanetin yanlış olduğunu kabul etmek yerine, daha güçlü bir bağlılık geliştirmiştir. Festinger’e göre bu tür durumlarda, özellikle grup dinamikleri ve sosyal baskılar, bireylerin çelişkiyi inançlarını daha da sağlamlaştırarak çözmesine neden olabilir. Bu fenomen, bilişsel çelişkiyi azaltma stratejilerinden biri olarak değerlendirilmektedir.

Araştırma, insanların mevcut inançlarını tehdit eden kanıtlarla karşılaştıklarında, genellikle bu kanıtları reddettiklerini veya yeniden yorumladıklarını göstermektedir. Festinger’in bu çalışması, dini grupların yanı sıra politik hareketler, komplo teorisyenleri ve fanatik düşünce yapıları gibi farklı bağlamlarda da sıkça referans alınmıştır. Günümüzde, yanlış bilgiye dayalı inançların nasıl sürdüğünü ve sosyal medya gibi platformlarda nasıl yaygınlaştığını anlamada bu deney önemli bir teorik temel sunmaktadır.

Deniz Şavkay hakkında 129 makale
Psikoloji bölümündeki Yüksek Lisans eğitimimi Polonya'daki SWPS Üniversitesi'nde tamamladım. Sosyal Psikoloji alanına çok ilgi duyuyorum ve bildiklerimi paylaşmak amacıyla yazılar yazıyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*